DEVA Partili Karal, TÜİK’in açıkladığı Tarım-GFE’ye göre Şubat ayında tarımsal girdi fiyatlarının aylık yüzde 2,35, yıllık ise yüzde 28,92 oranında artış gösterdiğini anımsattı. 

“Çiftçi maliyet artışlarına yetişemiyor”

Bu rakamların Türkiye’de tarımsal üretim açısından bir çöküşü işaret ettiğini belirten Karal, “Üretici artık ne mazotun, ne gübrenin, ne tohumun, ne de elektriğin maliyetine yetişebiliyor. Üstüne bir de yaşanan don felaketi, ürünlerin büyük kısmını tarladayken yok etti. Böyle giderse, tarlada ürün değil, sadece iflas mektubu yetişecek.” diye konuştu.

Karal, son dönemde birçok bölgede etkili olan şiddetli don olaylarının, sebze ve meyve bahçelerinde ciddi hasara yol açtığını anımsattı. 

“Çiftçi bir yandan doğanın gerçek afetleriyle boğuşurken, diğer yandan iktidarın uyguladığı ekonomi politikalarının suni afetleriyle mücadele ediyor”

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın masa başında istatistik toplamakla değil, sahada üreticinin elini tutmakla yükümlü olduğunu vurgulayan Karal, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“66 aydır dizginlenemeyen maliyet artışlarıyla, şimdi bir de iklim krizinin etkisiyle oluşan don felaketi eklendi. Çiftçi bir yandan doğanın gerçek afetleriyle boğuşurken, diğer yandan iktidarın uyguladığı ekonomi politikalarının suni afetleriyle mücadele ediyor. Desteklemeler yetersiz, teşvikler göstermelik, girdi maliyetleri ise her ay daha da yüksek. Bu anlayışla ne üretim kalır ne de üretici. 66 aydır artan maliyetlere rağmen herhangi bir somut çözüm üretilmemesi kayıtsızlıkla eşdeğerdir. Artık uyarı değil, feryat ediyoruz. Bu felaket zinciri karşısında seyirci kalan bir hükümet, sadece çiftçiyi değil 85 milyonluk ülkeyi açlıkla yüz yüze bırakır. Gıda güvenliğinin, üretim zincirinin ve kırsal refahın korunması için acilen üreticiye girdi desteği, afet tazminatı ve alım garantili teşvik programları sağlanmalıdır. Aksi takdirde bu ülke bir sabah uyanacak ve tarlalar bomboş kalmış olacak.”