Rize
Kapalı
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
RİZE
00:00:00
Akşam vaktine kalan
Ara
53 HABER GAZETESİ GÜNCEL ‘Doğa olaylarının afete dönüşmesi kader değildir’

‘Doğa olaylarının afete dönüşmesi kader değildir’

‘Doğa olaylarının afete dönüşmesi kader değildir’

Barış YILMAZ/BURSA, (DHA)- TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Mehmet Yıldız, “Doğa olaylarının afete dönüşmesi kader değildir ve toplumsal acıların tekrar tekrar yaşanmaması bizim elimizdedir” dedi.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi tarafından, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yıl dönümü nedeniyle basın toplantısı düzenlendi. Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) Yerleşkesi’nde düzenlenen toplantıda konuşan, Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Mehmet Yıldız, Ege Denizi'ndeki deprem fırtınasının, Türkiye'nin kara bölgeleriyle birlikte, denizlerindeki jeolojik ve tektonik riskleri de bir kez daha gözler önüne serdiğini belirtti. 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin 15 milyonu aşkın kişiyi etkilediğine dikkat çeken Yıldız, “15 milyonu aşkın kişi depremden etkilenmiştir. Resmi açıklamalara göre 53 bin 537’si ülkemizde, 8 bin 476’sı Suriye’de olmak üzere toplam 62 bin 13 kişi yaşamını yitirmiş, yaklaşık 107 bin 500’ü ülkemiz insanı olmak üzere, toplamda 122 bin kişi ise yaralanmıştır. 310 bine yakın bina ve bina türü yapı yıkılmış ya da ağır hasar almıştır. Baraj, gölet, boru ve enerji nakil hatları, köprü, otoyol, viyadük, tünel, demir yolu, limanlar, hava limanları gibi altyapı, enerji, telekomünikasyon, yol, kanalizasyon, içme ve kullanma suyu şebekesi gibi çok sayıda tesis zarar görmüş veya kullanılamaz hale gelmiştir. Ülkemizde her yıl önemli kayıplara neden olan pek çok doğa olayının afete dönüşmesini önlemek için, afet riski altındaki alanların sağlıklı ve güvenli yaşam alanları haline getirilmesi, insan odaklı ve afet dirençli kentlerin oluşturulması öncelikli ve acil bir ihtiyaçtır” ifadelerini kullandı.

‘RİSKLERİN AZALTILMASI KONUSUNA ODAKLANILMALIDIR’

İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlıkları sürdürülen, ‘Afet Risk Azaltma Kanun Tasarısı’nın ilgili kişi ve kurumların görüşleri alınarak, zenginleştirilmesi ve hızlıca yasalaşması gerektiğini ifade eden Yıldız, “Ülkemiz tüm gelişmiş dünya ülkelerinde olduğu gibi, afet sonrası müdahale ve iyileştirmeye odaklanan yapıdan bir an önce kurtularak, afet öncesi tehlike ve risklerinin azaltılması konusuna odaklanmalıdır” dedi.

‘1/1000 ÖLÇEKLİ JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜTLER TAMAMLANMALI’

Yerel yönetimlere de büyük sorumluluk düştüğünü söyleyen Yıldız, “Büyükşehir belediyeleri öncelikli olmak üzere, ülkemizdeki tüm illerin 1/1000 ölçekli Jeolojik-Jeoteknik ve Mikrobölgeleme Etütleri hızla tamamlanarak, bu etütlerin sonuçlarına göre bütünleşik tehlike ve afet master planları hazırlanmalı, afet güvenliğinin gerektirdiği imar plan revizyonları ve diğer risk azaltma önlemleri ile birlikte uygulanmalıdır” diye konuştu.

‘EN KÖTÜ AFET SENARYOLARININ OLUŞTURULMASI ZORUNLU’

Ege Denizi’ndeki deprem fırtınasına da değinen Yıldız, şunları söyledi:

“Bugünlerde kamuoyunu yoğun bir şekilde meşgul eden Ege Denizi’ndeki depremler, ülkemizin sadece kara bölgelerinin değil, etrafımızdaki denizlerle birlikte üzerinde bulunduğumuz coğrafyanın, jeolojik ve tektonik gerçeğini ve karşı karşıya kalabileceğimiz riskleri, tüm açıklığı ile bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu jeolojik yapı, depremlerle birlikte tsunami, volkanik faaliyetler gibi birçok jeolojik kökenli riski bir arada değerlendirmeyi ve kentlerin en kötü afet senaryolarının oluşturulmasını zorunlu kılmaktadır. Sonuç olarak bir kez daha ifade ediyoruz ki doğa olaylarının afete dönüşmesi kader değildir ve toplumsal acıların tekrar tekrar yaşanmaması bizim elimizdedir.” (DHA)

FOTOĞRAFLI

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *